12 Eylül 2015 Cumartesi

Şehit Kanıyla Siyaset Yapmak

Birlik ve beraberliğe en çok ihtiyaç duyduğumuz bu günlerde... diye başlayan klasik siyasetçi jargonunun eskiden halk üstünde sosyal olarak olumlu bir etkisi vardı fakat işe ne kadar yarardı bilinmez. Adalet ve kalkınma partisi geldi ve bu diskurun şaftını komple kendi egemenlik alanına kaydırdı. Artık ihtiyacımız olan şey birlik ve beraberlik değil, dindarlar ve laikler genelinden akp'ye oy verenler ve vermeyenler özeline menfaat ilişkilerine dayalı herşeydi. Hem laik hem müslüman olunmaz sözünü siz unutmuş olabilirsiniz ama biz unutmadık, mesela içki içen alkoliktir ama akp'ye oy veriyorsa alkolik sayılmaz gibi ifadeler bu çıkar ilişkilerini besleyen veciz sözlerdi.

Tabi ortada yağı çıkarılacak sinek kalmayınca akp iktidarına koltuk değnekliği yapacak başka bir kavram lazım oldu. Dört yıldır at pazarlığı yaptığı ve iktidarının garantisi bir siyasi grubu ve arkasındaki illegal örgütü karşısına almak akp'nin arayıpta bulamadığı kavramı altın tepside önüne getirdi.

Milliyetçilik, nam-ı diğer Vatanseverlik. Bunun güzel tarafı yıllardır altı okla dalga geçen zevatın hiç değilse oklardan birine sahip çıkma arzusuydu. Tüm bu süreçte Tayyip Erdoğan'ın, sorgusuz sualsiz ak dediğine ak, kara dediğine kara diyen garip bir kitle türedi. 2011 yılında Oslo'da pkk ile mit arasında geçen görüşmelerde mit temsilcisi Afet Güneş'in pkk'lı Sabri Ok'a şehirleri patlayıcılarla doldurduğunuzu biliyoruz dediği ses kayıtları internete düştüğünde kayıtların montaj yayanlarınsa vatan haini olduğunu iddia etmişti bu kitle. Aynı kitle bugün pkk'nın çözüm sürecinde silah stokladığını sırf Tayyip Erdoğan öyle dedi diye deli gibi savunuyor. Belliki bir tek bize batmış o kayıtlar. Aman ağzımızın tadı bozulmasın Ali Rıza bey mantığının, aman sürecimize zarar gelmesine evrilmesinin ülkeyi soktuğu boktan durumu bir tek ben görmüyorumdur umarım.  

Hatta bu görüşmelerle ilgili ilginç bir ayrıntı da mit müsteşarı Hakan Fidan'ın nasıl olsa orası özerk bölge olacak o zaman öğretmen tayinleri dahil bütün eğitim hizmetleri valilik ve belediyelere devredilecek dediği rivayet edilir ki bu durum için chp grup başkanvekili Haluk Koç tarafından mecliste gensoru önergesi verilmiş hükümet bunu inkar etmemiş görüşebiliriz ama hiçbir mutabakatın altında imzamız yok diye inkar etmiştir. Oysa bu tip görüşmelerde taraflar ortak bir metin üzerinde anlaşır ve imzayı denetçi yada arabulucu ülke atar, ben bu duruma şahidim diye. Yani akp her konuda olduğu gibi bunda da şark kurnazlığını göstermiştir. Dershanelerin neden kapatılmak istendiğini, cemaatin Hakan Fidan düşmanlığını ve hükümetle arasının neden açıldığını şimdi daha iyi anlıyorsunuz sanırım. Daha da acısı, 9 yada 10 madde olduğu iddia edilen mutabakat metninde pkk'nın onca talebine karşılık akp'nin tek şartının 2011 yılı içinde yapılacak genel seçimler bitene kadar eylemsizlik kararına devam etmeleriymiş. Yani aman ağzımızın tadı bozulmasın alirıza bey mizah değildi.

Bugün, şehit kanı üzerinden siyaset yapıyorsunuz diyen, vatanseverliklerinden kıl aldırmayan sanki hiç sorumlulukları yokmuş gibi davranan bu ahmaklar sürüsü ilk kez doğru bişey söylüyorlar. Evet şehit kanı üzerinden siyaset yapmak istemiyorum. Şaşırtıcı olansa akp'nin kurucularından olan Hüseyin Çelik'in zamanında, birkaç mehmed şehit oldu diye meclis toplanmaz demiş olmasını bu vatanseverlikle nasıl hazmedebildikleri. Yahu madem ülkenizi bu kadar seviyordunuz da şuraya kadar sadece kabaca yazdığım onca şey bu kadar mide bulandırırken siz nerde yaşıyordunuz? Marsta mı?

Zbigniew Brzezinski (adın da anlaşılacağı üzere önemli bi abimiz)   90'li yılların sonundaki bir röportajında, sovyetler afganistan'i işgal etsin de komünistlerin ekonomisi çöksün diye cia'ın afganistan'daki sovyet yanlısı iktidarı göçertip yerine mücahidin gerillalarını getirdigini ve suudi arabistanla beraber onlara 40 milyar dolar verdiklerini açıklamıştır. Hatta dediklerini de şöyle savunmuştur: "dünya tarihi açısından hangisi daha önemliydi? taliban mı, sovyet imparatorluğunun çökmesi mi? bikaç tane serseri müslümanın hayatı mı yoksa soğuk savaşın bitmesi ve orta avrupa'nın kurtuluşu mu?"

Brzezinski kim mi?

Kendisi eski abd başkanlarından Jim Carter'in baş danışmanı. Büyük Ortadoğu projesi bu adamın fikirleri üzerine temellendirilmiştir.

Ben bop'un eşbaşkanıyım demiş birinin sizin birkaç şehidinize üzüldüğünü mü sanıyorsunuz?